Kitab-ı Aşk
Prof. Dr. İskender PALA


Vaktiyle yaşlı bir adam vardı.
Genç bir kıza sevdalanmıştı.
Her gün o kızın peşine takılır,gizlice onu seyrederdi.
Uzun zaman sonra kız onu takip eden yaşlı adamın farkına varır.

Kız,Yaşlı Adamın yanına gider ve aralarında şu diyaloglar geçer:
Genç Kız:
--Utanmıyor musun yaşından,utanmıyor musun beni takip etmeye ? der.

Yaşlı Adam utancından sadece:
--Seviyorum,diyebilir.

Bunun üzerine Genç Kız küçümsercesine yaşlı adama bakıp şöyle der:
--Şu haline bir baksana,
Beni sevdiğini söylüyorsun da peki sen bana ne verebilirsin ki!


Bizim ihtiyar aşık cevap verir tek sermayesini kastederek.:

--Canımı !

Genç kız tekrar küçümsercesine bakıp:
--Bırak bu artık beyhude ve inandırıcılıktan uzak sözleri bana daha inandırıcı bir şey söyle, deyince

Yaşlı Adam:
--İstersen beni kölen yapıp satabilirsin der.

Genç Kız ,bu kendini bilmez ihtiyara iyi bir ders vermek için teklifi kabul eder.
Ve Genç Kız önde bizim aşık arkada ağır ağır köle pazarına yol alırlar.
Köle pazarında o zamanlar yüksekçe,betondan yapılmış merdiven gibi oturaklar vardır.
İhtiyar Aşık, Genç Kız'ın arkasında o merdivenlere çöker.

Hayli zaman geçtikten sonra genç bir adam Genç Kız'ın yanına varır ve der ki:
--Şu İhtiyar Köle kimin kuludur ?
Genç Kız müşteri bulduğu için sevinçle:
--Benim Kulumdur der

"Benim Kulum" sözünü Genç Kız'dan duyan bizim İhtiyar Aşık "kendisine sahip çıkan" aşkının bu sözüyle oracıkta bayılır.
Çünkü dünyada alabileceği en büyük hediyeyi almıştır.

Hayli zaman sonra İhtiyar Aşık ayıldığında pazarlığın bittiğini,aşkının onu sattığını anlar.
Yeni efendisi olan genç adam ona peşinden gelmesini ve mezarlığa gideceklerini söyler.
Mezarlığa vardıklarında genç adam ona iki mezar gösterir.Annesi ve babasının mezarlarıdır.
Bizim İhtiyar Aşığa eğer annesi ve babasının mezarında "Kur'an" okursa daha önce Allah'a verdiği bir sözü yerine getireceğini yani bir köleyi azad edeceği söyler.
İhtiyar genç adamın dediğini yapar.Genç adam da İhtiyar'ı azad eder ve ona der ki:

--Sen elden ayaktan düşmüşsün istersen yanımda kal,sana çok para veririm.Kendine bir iş kurup çok zengin olabilirsin

İhtiyar:
--Hayır,ben senden sadece beni sana satan Genç Kız'ın ne tarafa gittiğini öğrenmek istiyorum der.

Ve genç adamın gösterdiği yönde ağır ağır ilerler.
Hayli zaman sonra Genç Kız'ı görür ki Genç Kız da İhtiyar'ı.
İhtiyar'ın yüzünde bir istek vardır.
Genç Kız,İhtiyar'ın bu halini görünce hiddetle sorar:
--Ey utanmaz adam yine ne istiyorsun?

İhtiyar son arzusuymuş gibi şöyle der:
--Hadi beni bir daha sat !


İhtiyar'ın tek arzusu "Benim Kulum" sözünü tutkuya dönüşen sevdiğinden bir daha duymaktır.

İskender Pala'yı tvde görünce çok seviniyorum;o kadar çok ve o kadar güzel şeyler anlatır ki ağzım açık dinlerim.
Zaten "Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk" kitabıyla beni cezbetmişti.



Zamanlar geçer, mevsimler değişir
Değişmez benim kaderim
Görür yüzüme bakanlar ilk aldanmışlığımı
Söyler köpek yalnızlığımı gözlerim




Kitâb-ı Aşk, bütün bu kavram kargaşası içinde aşkın katmanlarını, türlerini ve asaletini irdelemek, belki her düzeyden insanın gönlünde hissettiği, dimağında algıladığı ama asla net biçimde tanımlayamadığı duygularına açıklık getirmek için düzenlendi. Kitâb-ı Aşk’ın içindeki yazılar değişik zamanlarda ve farklı zeminlerde kaleme alınmış olmakla birlikte belli bir düzen ve bütünlük içinde bir araya getirilmiştir. Bazıları farklı kitaplarımızda yayınlanan bu deneme ve öyküleri okurken bütün varlığımızı ve hatta varoluşu kuşatan aşkın yüzeysel, derin ve daha derin katmanlarında küçük yolculuklar yapacaksınız. Bu yolculuklar sırasında, duygularınızın gerçekte sizi nereye doğru götürdüğü, ayağınızı bağlayan tensel arzulardan sıyrılıp platonik veya mecazî aşka doğru kanatlandığınızda kendinizi yeniden keşfetmeye başlayacağınız noktayı da bulacaksınız. Orası, belki de sizin kendinizden vazgeçeceğiniz noktadır. Çünkü canına sevgili isteyen ile sevgili için can isteyen arasında hayat yolculuğunun ta kendisi gizlidir.