Sevginin Gücü



SEVGİNİN GÜCÜ : 
Benimle maraton koşmaya var mısın?

Oğlan sorar : “Benimle maraton koşmaya var mısın?”
Kalbinden rahatsızlığı olan baba cevaplar:
“Evet, varım.”
Maratonu birlikte koşarlar. Daha sonra, katıldıkları bir çok maratonu da birlikte tamamlarlar.
Oğlan günün birinde tekrar sorar:
“Baba birlikte Triatlon koşmaya var mısın?”
Baba, kısa bir süre düşünür :
“Seninle her şeye varım.”
Triatlon, güç ve dayanıklılık yarışıdır ve yarış aralıksız olarak birbirini takip eden üç etaptan oluşur: katılan sporcular önce 3.8 kilometre yüzmek, 180 kilometre pedal çevirmek, 42 kilometre koşmak zorundadır.
Bu yarış, dünyada “ Ironman” (Demir adam) yarışması olarak da bilinir.
Triatlon koşacak sporcuların üç farklı branşta antrenman yapması ve farklı kas gruplarını birlikte çalıştırmayı öğrenmesi gerekmektedir.
Yarışı tamamlayabilmek için, sporcuların teknik ve taktik becerilerini üst düzeyde kullanarak, enerji ve dayanıklılıklarını korumaları gerekir.
Triatlon, fizik ve mantalite olarak iyi hazırlanamayan çoğu sporcu için yıpratıcı ve hatta bitirici bir spor dalıdır.
Oğlan; sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bir hastalığın mustaribiydi ve yaşamı boyunca tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkumdu.
Ancak, yaşadığı hastalığa rağmen yaşama bağlılığı ve yaşama sevinci vardı.
Hayal kurabiliyor, hayallerini gerçekleştirebilmek için, en yakınında bulunan insan; babasından yardım talep ediyordu.
Baba, tüm yaşamı boyunca kendini adadığı oğlunun sıkıntılarını unutturabilmek ve onu mutlu edebilmek için hasta kalbine rağmen bir kez daha mücadeleyi göze alıyordu.
Baba oğul önce birlikte yüzmeye başladılar.
Oğlanı şişme bir bota koyan babası, botun ipini göğsüne bağladı ve diğer yarışmacılarla birlikte 3.8 kilometre yüzdü.
Sudan çıkınca, oğlunu kucağına alarak, bisikletlerin bulunduğu alana kadar yürüdü.
Oğlanın hissiz bacakları parkuru çevreleyen plastik direklere vuruyordu.
Özel yapım bisikletin ön tarafında bulunan seleye oğlunu yerleştirdi ve kaskını taktı.
Tam 180 kilometre hiç durmadan pedal bastı.
Bisikletten indiğinde, oğlunu bir kez daha kucağına alarak , özel yapılmış, üç tekerlekli bir sandalyeye oturttu ve sandalyeyi arkasından ittirerek koşmaya başladı.
42 kilometre boyunca koştu...
Harcadığı yüksek enerjiye , aşırı yorgunluğa, kaslarında biriken laktik aside ve vücudunun isyan ederek beynine gönderdiği tüm “dur artık” mesajlarına rağmen;
Koştu… Koştu… Koştu…
Baba oğul bu yarışı da birlikte tamamladılar…
Tüm yarış süresince ve finişi geçtikten sonra en fazla alkışı onlar aldılar.
Birbirine sarılmaları muhteşemdi.
O an…
Oğlanın gözünden bir damla yaş aktı, “Teşekkür ederim baba.” Dedi.
İçimden “ Ben de her ikinize de teşekkür ederim” dedim.
Sevmeyi, sevilmeyi bu kadar güzel yaşadığınız ve bizlere de yaşattığınız için…
Kahramanları en tepelerde, Kaf dağlarının ardında arayanlara, asıl kahramanların mahallemizde, sokağımızda, yanı başımızda olduğunu gösterdiğiniz için…
Yaşama sevincinizin bir kısmını bizlerle paylaştığınız için…
İnsanlar hasta ve fiziksel olarak engelli olabilir.
Ama asıl engel zihinlerdedir.
Zihnimizdeki engelleri aşmak, sınırları kaldırmak yaşama sevinci , sevgi ve emek ile mümkündür.
Oğlan, yaşama sevinci ve hayalleri ile , hiçbir baba oğlun birlikte yaşaması mümkün olmayan bir mucizeyi gerçekleştirdiği gibi, babasından ona yönelen katıksız ve saf sevgiyi de bir kez daha tatmış oldu.
Baba ise oğlunun hayallerini paylaşarak, birlikte yıkılmaz denilen engelleri yıkmanın keyfini yaşıyordu.
Baba, karşısında saygıyla şapkamı çıkarıyorum.
Evet, kalbi hasta…
Ama, onda öyle bir yürek var ki…
Baba oğul bu zor yarışı birlikte tamamladılar. Nasıl mı ? İşte bu olayın videosu.

O ANI İZLEMEK İÇİN TIKLA

Saat
 
Haberler
 
İlan Panosu
 

DUYURU PANOMUZ

ERGİN CAN SABAH'A KONUŞTU

canlı eğitim

 
Bugün 91 ziyaretçi (228 klik) kişi burdaydı!
free html visitor counters
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol