SENİNLE AŞK

Seninle aşk,

Bir bebek gibi hevesle ilk adımlarını atmakmış.

Yürürken yalpalamak,

Düşüp düşüp kalkmak

Ama hiç usanmamak,

Kendin düşüp ağlamamakmış.

Seninle aşk,

Bir gece çığlıklarla uyanmak,

Ellerinle boş yatağı aramak,

Bulamayınca aradığını ateşler içinde yanmak,

Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk misali hıçkırarak ağlamakmış.

Seninle aşk,

Yüzmeyi bilmeden ummanlara açılmak,

Saatlerce deli dalgalarla  boğuşmak,

Tükendiğinde bütün umutların artık boğulmak,

Lakin dudaklarıma bıraktığın bir nefesle yeniden can bulmakmış.

Seninle aşk,

Okul defterinin arasında şiirler saklamak,

Kırmızı kalemle bir kalp çizip; içine adını yazmak,

Aşkı  hep bir elma şekeri sanmak,

Elma bittiğinde elinde kalan sapıyla dolaşmakmış.

Seninle aşk,

Yağmurlu bir gecede iliklerine kadar ıslanmak,

Dostlarına yanağındaki göz yaşını yağmur diye kandırmak,

Ölüm döşeğinde bile yatsan; sevdiğinin bir gel deyişine ok gibi fırlamak,

Sensiz, yürümeye üşenirken; seninle, koşmaya usanmamakmış.

Seninle aşk,

Lodosta yolunu kaybetmiş bir martı gibi savrulmak,

Narkoz verilmiş hasta  gibi durulmak,

Çatlayan dudaklarınla susamak,

Yanıp da küle dönüp kaybolmakmış.

Seninle aşk,

Kendini yalın ayak yollara vurmak,

Tenine batan her çakıl taşında kanamak,

Yine de sevdiğine varmak için hiç durmamak,

Lakin sana hiçbir zaman ulaşamamakmış.

Seninle aşk,

Bir gün ölüm döşeğinde yatmak,

Başucundaki resmine son defa bakmak,

Seni görmek umuduyla bir rüyaya dalmak,

Ama artık hiçbir zaman uyanmamakmış.

Seninle aşk,

Ruhunu Azrail’e teslim ettiğin gün seni cennette aramak,

Eğer orada yoksan; tereddütsüz cehenneme kaçmak,

Kor ateşlerde senin yerine de kavrulmak,

Hasretinle yandığım yetmezmiş gibi uğrunda yanmaya da doymamakmış.

    ERGİN CAN