Son Buse




Son alınan kokudur bu bir yavrudan. Ve son busedir annenin yanağına kondurulan. Vakit gelmiştir. Zaman ayrılığa koşmaktadır. Ellerinde ucu çivili canavarlar kana susamışken bu son elveda bile artık burada bitmelidir. Anne fok yavrusundan artık buradan uzaklaşmasını ister. Kendi kalacak ve bu insan siluletine bürünmüş canavarları oyalayacaktır. 
O pamuğu, biricik yavrusu için canını feda edecektir. Anne olmanın hakkını verecektir. Ve an artık o vakittir...





Bedenine saplanan çivilere inat hala direnmektedir anne fok. Yavrusunun uzaklaştığından emin olmak ister. Aslında ölüm kaçınılmazdır da; en azından yavrusunun gözleri önünde teslim olmak istemez bu acı gerçeğe. Gözlerindeki nefrete dudaklarındaki lütfen ifadesi karışır. Lütfen biraz bekle, sonra öldür beni...






Bir tenhaya siner annesinin pamuğu. Beyaz karlara gömer titreyen bedenini. Ve uzaktan izler annesinin bedenine inen darbeleri. Annesinin tenine saplanan çiviler yüreğini deler. Dolu gözlerle bakarken annesinin beyazdan kızıla dönen rengine. Dudaklarından şu kırık sözcük dökülür: Neden?







Gözbebeklerinden taşan yaşlar yanağında buza döner. Yaşamanın bu acı bedeli o kadar ağır gelir ki bu minik yüreğe; adeta yaşadığı bu güne isyan eder. Çünkü onun kurtuluş günü ile annesinin ölüm günü aynı takvim yaprağına düşmüştür. Kurtulduğuna sevinmek yerine annesizliğine ağlar; taki kendi de evladı için canını vereceği güne kadar...

Ergin CAN

Saat
 
Haberler
 
İlan Panosu
 

DUYURU PANOMUZ

ERGİN CAN SABAH'A KONUŞTU

canlı eğitim

 
Bugün 69 ziyaretçi (90 klik) kişi burdaydı!
free html visitor counters
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol