Nar-ı Beyza



Nar-ı Beyza

... Üzüm üzüme baka baka kararırmış. Ve insan insana baka baka mayalanırmış meğer. Birgün ansızın omzuna konunca bir beyaz kelebek; unutturuveriyor siyah yanlarını. Yüreğin bir koza misali sarılıyor onun avuçlarına; sonra kanat çırpıyor bir kelebek misali meçhul yarınlarına. Unutuyor bir günlük ömrü olduğunu. Aldırmıyor akrebin peşinde koşan yelkovana. Ne bir hercai menekşeyi arıyor gözleri; nede başka bir kelebeğin teninde ürperiyor elleri... 

...

İşte bazen bir kelebeğe dönüyor insanın yüreği. Bir sıcaklık arıyor beraber gözlerinde efkar demleyecek. Bir ateş arıyor karanlık yanlarını aydınlatacak. 
Sonra bir nur-u beyzaya eriyor gözbebekleri. İlk bakışla vazgeçiyor gayrı kanat çırpmaktan. Kalabalıkların aydınlatamadığı yüreğini usulca o nar-ı beyzaya bırakıyor hiç düşünmeden. Kavruluyor kanatları o ateşin sinesinde. Canı acıyor, teni yanıyor, durmadan kanıyor lakin yine de susuyor. Of bile demiyor. Çünkü biliyor ki ne tenini yakan ateş de suç; ne o ateşe susayan teninde. İşte bir kelebeğe dönüyor bazen insanın yüreği. Bile bile yakmak kendini. Yanarak aydınlatmak içindeki o kör karanlığı... 

...

Görenler ve hatta sinesini yakan o nar-ı beyza bile acıyor bu duruma. Yandı diyorlar; oysa yanılıyorlar. Bilmiyorlar ki niyeti yanmak değil bu sinenin; içindeki sağır karanlığı aydınlatan o nura kucak açmak. Onsuz hayata kanat çırpmaktansa; onun ardında düşüp yollara yalın ayak koşmak. Sırf onun ayağı değdi diye yüz sürmek toprağa. Sırf ona benziyor diye kıyamamak bir gülü koklamaya. Ve durmadan yürümek onun ardı sıra. Ayağına batan her dikende kanamak sonra. Ona doğru attığı her adımda canını acıtsada tenine saplı o dikenler. Onları da o beyzadan yadiğar bilip; teninden çıkartmaya kıyamamak . Cephede yenmiş bir kör kurşun gibi bedeninde saklamak. Gözbebeklerinden bile sakınmak. Tıpkı ellerine dokunamadığı gibi onlara da dokunamamak...

...

İşte bazen bir kelebeğe dönüyor insanın yüreği. Yanışını bile yanlış anlıyorlar. O, geceyi sabaha teslim ederken her gün kan çanağı gözlerle; onu yargısız infaz ediyorlar. Susuşu bile kabullenmek oluyor hakkında söylenesi ne varsa. Lakin susmak, bir kelebeğin son feryadıdır oysa!..

...

-Kısaltılmıştır-

Ergin CAN

Eserin her hakkı yazarına aittir

Saat
 
Haberler
 
İlan Panosu
 

DUYURU PANOMUZ

ERGİN CAN SABAH'A KONUŞTU

canlı eğitim

 
Bugün 68 ziyaretçi (75 klik) kişi burdaydı!
free html visitor counters
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol