Takıl Bana Kanka



Takıl Bana Kanka

Danteli bilirim, durur sehpanın üzerinde. Ama entel nedir bilmem, şimdi heryerde. Televizyonda kalmamış hiç sunucu spikerler gelmiş oturmuş ve hemen dizinin üstüne leptopu kondurmuş. Tam kapatacakken televizyonu; arkadaşım dur dedi kanka, çıkacak benim showmen. Kırk yıllık adım olurken kanka; yaslanıp seyrettik showu arkaya. Öğrendik o hayati bilgiyi. Meğer bizim showmen diskjokeymiş radyoda. Hayatından bir demo sunuverdi orada. Arkadaşım Kazım, şimdi Kazem diyorlar ona, takıl dedi bana. Düşeriz dedim ondan sonra. Kazım, kanka espirin yıkılıyor dedi. Oysa asıl yıkılan anlamsız bu muhabbetti. Bizim kanka bak dedi duvara. Hayırdır dedim kardeş ne var orada? Görmüyormusun cini? Aklım çıktı birden. Kapının yerini aradım hemen. Meğer cin, kankanın kotuymuş. Dedim kanka bu eski bak rengi solmuş. Kankam güldü meğer bu modelin huyu buymuş...

Baktım vakit geç. Çıktım oradan eve doğru yürüdüm. Yollarda ışıklı tabelalar gördüm. Köşedeki dükkan store olmuştu. Camına hemen damping konmuştu. Anlamadım önce sordum çırak Rıza'ya. İndirim var hocam dedi. Yakında gross market olacağız. Olmuştu zaten olan. Dilimizden sokmuştu bizi o kuyruğu cingıllı yılan...

İlerledim biraz. Baktım bir de ne göreyim. Yıldız manavı star olmuş bir gecede. Billboard'a yazdırmışlar adını hem de tek hecede. Dedim hayırdır usta. İsim güzeldi. Eğildi kulağıma Hasan usta, verdi o ibretlik iletiyi. Pardon mesajı. Şekil yaptık dedi evlat. Bu iş bir sanat. Çözmüştü bizim mahalleli bu işi. Yalnız çekilmişti benim aklımın fişi. O bizim Hasan usta mesleğinin piriydi. Yani artık o koskoca bir duayen; biz ise, ölmesin diye dilimiz dua eden...

Bu koca şehirde ufaldım gitgide. Tercümesi şu yani anlamayanlara. Makro bir centerde mikro bir elemandım. Plaza duvarlarına yaslayıp omzunu prestij hayelleri kurandım. Koltuğumun altında computer, kapımda bir bodyguard olmasa da. Gözlerim yazları hotelde, kışları tripleksimde uyanmasa da. Airbagsız arabam beni yeterince korumasa da. En deli cafeshowda masama konan gazetede göz atarken flash haberlere, kahvem bir okeyimle dolmasa da. Sempatik bir çıtırla çıkıp da bir akşam; düşemesem de centerin en dehşet fast fooduna. Hiç uzatılmasa da elime full bir menü; kesilmese şahsıma yönelik bir adisyon. Ceplerimde mutluluk taşıdım bir kamyon...

Çünkü artık evimdeydim. Sanki ömrünün yarısını yurt dışında geçirmiş kadar özlem doluydum. O meçhul kelimelere goodbye bile demedim. Kalabalıklar arasında yalnızlığıma, öz vatanımda yabancılılığıma ağladım. Ve ıslatırken yanaklarımı tuzlu gözyaşlarım. Adı nostalji konulan bir zamanda Karamanoğlu Mehmed Bey'i aradım...


-kısaltılmıştır-

Ergin CAN

Eserlerin her hakkı yazarına aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz

Saat
 
Haberler
 
İlan Panosu
 

DUYURU PANOMUZ

ERGİN CAN SABAH'A KONUŞTU

canlı eğitim

 
Bugün 83 ziyaretçi (173 klik) kişi burdaydı!
free html visitor counters
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol